Mezun Nöbetleri Basın Bülteni – 6 Haziran 2021

“Üniversitemize yönelik baskıcı uygulamalar bir tükenişin işaretidir”

Mezun nöbetinde bir araya gelen Boğaziçililer yaptıkları açıklamada, 150 gündür üniversiteye yönelik sürdürülen baskıcı ve hukuksuz uygulamalara dikkat çekti ve gücünü kanıtlamak için yönetimin attığı her adımın kendini yok etme girişimi olduğunu vurguladı.

Boğaziçi Üniversitesi direnişini genişletmek ve akademisyenlerle öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla her pazar çevrimiçi nöbetle bir araya gelen mezunlar, bugünkü beşinci buluşmalarında, 150 gündür tüm bileşenler tarafından sürdürülen mücadelede neredeyse her gün yeni bir zorbalığa, baskıya ve hukuksuz müdahaleye şahit olduklarını vurguladı.  

Nöbet sonrası yaptıkları basın açıklamasında son günlerde  üniversitede yaşananları hatırlatan mezunlar “Üniversitenin kapısına takılan kilitlerle, güvenlikçi şiddetiyle, yasaklarla kampüse erişimi engelleme gayreti; gece baskınları, adli kovuşturmalar ve disiplin soruşturmalarıyla öğrencileri korkutma girişimi, varlığını gasp ve tahrip etme üzerine kuran bu yönetim anlayışının bir haftada sergilediği davranışa sadece birkaç örnek” diye konuştu.  

Üniversitedeki derslerine son verilen akademisyenler Feyzi Erçin ve Ecmel Ayral’a da değinen mezunlar,  “Akademisyenlerin derslerini hukuksuz ve tamamen siyasi bir kararla engelleyen bu anlayışa, üniversitemizin ilkelerini büyük bir hoyratlıkla ihlal ederek nereye varmaya çalıştığını sormak istiyoruz” dedi. 

Mezunlar açıklamalarında “150 gündür üniversitemize layık görülen bu baskıcı, hukuksuz uygulamalar ve verilen her yeni hasar, aslında bir tükenişin işaretidir. Kendi ülkesinin değerli bir kurumuna bunu bile isteye, pervasızca yapabilen bu despotik yönetim bilmelidir ki gücünü kanıtlamak için attığı her adım, ihlal ettiği her ilke kendini yok etme girişimidir” diye konuştu. 

“Biz burada öğrencilerle, akademisyenlerle, tüm bileşenlerle dayanışma içinde bir arada dururken sayımızın görünenden çok daha fazla olduğunu biliyoruz” diyen mezunlar “Gücümüz ise, her türlü baskı ve sindirme girişimine karşı dirençle sürdürdüğümüz dayanışmamızda ve üniversitemizin değerleriyle var edeceğimiz müşterek geleceğimizdedir.  Ve bu gelecek, haklı ve meşru mücadelemizle şekillenecek bir gelecektir” açıklamasında bulundu.    

Nöbetin sonunda her hafta olduğu gibi atanmış rektör ve rektör yardımcılarının istifasını kurumsal işleyişe zarar veren gayrimeşru tüm atamaların da sona erdirilmesini isteyen mezunlar, ayrıca akademisyenlerin açtığı tüm davaların destekçisi, katılımcısı ve takipçisi olduklarını yinelediler.  

Mezun Nöbetleri Basın Bülteni – 30 Mayıs 2021

“Bulu, üniversitemizi zapt etme gayesinden vazgeçmelidir”

Boğaziçi Üniversitesi mezunları son nöbetlerinde, görevlerini kötüye kullanarak öğrencileri ihbar eden özel güvenlik personeli ve kampüse yerleştirilen kameralar aracılığıyla üniversitede yaratılmaya çalışılan korku ortamına dikkat çekti ve Melih Bulu’yu kadrosunu  aldığı kendi üniversitesinde çalışmaya davet etti.  

Boğaziçi Üniversitesi direnişini genişletmek ve akademisyenlerle öğrencilerin sesini çoğaltmak amacıyla bir aydır her pazar çevrimiçi nöbetle bir araya gelen mezunlar, bugünkü buluşmalarında, üniversite ve çevresinde artarak devam eden güvenlikçi uygulamaları, öğrencilere yönelik yıldırma amaçlı baskınları bir kez daha hatırlatarak, kampüsün öğrenciler ve akademisyenlerin güvenliklerinin tehdit edildiği mekanlar haline geldiğini vurguladı. 

Nöbet sonrası yaptıkları basın açıklamasında “Atanmış rektöre karşı sürdürdüğümüz direnişimiz, artarak devam eden baskılar yoluyla sindirilmeye çalışılmakta, kampüsümüz tekinsiz bir gözetim alanı haline getirilmektedir” diye konuşan mezunlar, geçen hafta sonu bir özel güvenlik görevlisinin şikayeti üzerine gece yarısı ifade vermeye götürülen dört Boğaziçili öğrenciye yapılan muameleye dikkat çekti. 

“Normal bir saatte, telefonla ifadeye çağrılabilecek öğrencilerin gece yarısı evlerinden alınması, GBT yapılması teamüle de usule de aykırıdır. Anayasal haklarını kullanan öğrencilerin bu şekilde psikolojik şiddete maruz bırakılması ve sindirilmeye çalışılması kabul edilemez” diyen mezunlar, hizmet tanımı güvenlik ve koruma ile sınırlı olan özel güvenlik personelinin, kolluk kuvvetlerinden talimat almak, öğrencileri fişleyip ihbar etmek gibi görevleri bulunmadığını da hatırlattı. 

Atanmış rektör Melih Bulu’nun geçen hafta içinde bir başka üniversiteden kadro almasına da değinen mezunlar, “YÖK’ün şeffaflık ilkesine aykırı bir şekilde kendisine başka bir üniversiteden kadro yaratılan atanmış rektör bilmelidir ki bu güvenlikçi uygulamalar, karanlıkta ve ansızın hayata geçirilen baskınlar Boğaziçi dayanışmasını her geçen gün daha da dirençli hale getirmektedir. Kendisine tavsiyemiz bir takım kurnaz girişimlerle üniversitemizi zapt etme gayesinden en kısa sürede vazgeçmesi, kadrosunu aldığı kendi üniversitesinde huzur içinde çalışmalarını sürdürmesidir” diye konuştu. 

Mezun Nöbetleri – 30 Mayıs 2021

Bugün 30 Mayıs 2021 Pazar. Boğaziçi Üniversitesi mezunları olarak sürdürdüğümüz dördüncü nöbetimiz.

Beş aydır atanmış rektöre karşı üniversitemizde tüm bileşenlerce yürütülen direnişimizi genişletmek amacıyla başlattığımız mezun nöbetimizde bugün, üniversite ve çevresinde yaratılmaya çalışılan korku ortamına bir kez daha dikkat çekmek istiyoruz.

Atanmış rektöre karşı devam eden direnişimiz, artarak devam eden baskılar yoluyla sindirilmeye çalışılmakta, kampüsümüz tekinsiz bir gözetim alanı haline getirilmekte, akademisyenlerin ve öğrencilerin güvenliği tehdit edilmektedir.  

Geçen hafta sonu dört Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi, bir özel güvenlik görevlisinin şikayeti üzerine gece yarısı çıkartılan savcılık talimatıyla evlerinden alınıp ifade vermeye karakola götürülmüştür. Normal bir saatte, telefonla ifadeye çağrılabilecek öğrencilerin gece yarısı evlerinden alınması, GBT yapılması teamüle de usule de aykırıdır. Anayasal haklarını kullanan öğrencilerin bu şekilde psikolojik şiddete maruz bırakılması ve sindirilmeye çalışılması kabul edilemez.

Kanunla belirlenen hizmet tanımı güvenlik ve koruma ile sınırlı olan özel güvenlik personelinin, kolluk kuvvetlerinden talimat almak, öğrencileri fişleyip ihbar etmek gibi görevleri bulunmamaktadır. Bu tür girişimlerle yetkilerini kötüye kullanan bu şahıslar ve kampüse yerleştirilen sayısız kamera nedeniyle bir sivil alan olan üniversite kampüsümüz, öğrenciler ve akademisyenlerin güvenliklerinin tehdit edildiği mekanlar haline gelmektedir.

Boğaziçi Üniversitesi’nde var olabilmesi için YÖK’ün şeffaflık ilkesine aykırı bir şekilde kendisine başka bir üniversiteden kadro yaratılan atanmış rektör bilmelidir ki; bu güvenlikçi uygulamalar, karanlıkta ve ansızın hayata geçirilen baskınlar Boğaziçi dayanışmasını her geçen gün daha da dirençli hale getirmektedir.

Kendisine tavsiyemiz, bir takım kurnaz girişimlerle üniversitemizi zapt etme gayesinden en kısa sürede vazgeçmesi, kadrosunu aldığı kendi üniversitesinde huzur içinde çalışmalarını sürdürmesidir.

Atanmış rektör, rektör yardımcıları istifa edene, hukuka aykırı şekilde kurulan fakültelerle ilgili karar geri alınana kadar bu direnişten vazgeçmeyeceğiz.  Beklentimiz, akademisyenlerin açtığı tüm davalarda ivedilikle yürütmenin durdurulması kararı verilmesi ve hayata geçirilen tüm usulsüz işlemlerin iptal edilmesidir.

Kabul etmiyoruz. Vazgeçmiyoruz.

Mezun Nöbetleri Basın Bülteni – 23 Mayıs 2021

 “Güvenlikçi uygulamalardan derhal vazgeçilmelidir”

Boğaziçi Üniversitesi mezunları, her pazar çevrimiçi sürdürdükleri nöbetlerinde, üniversite bileşenlerinin temel haklarını gasp eden ve üniversitenin kurumsal özerkliğini hiçe sayan ayrımcı uygulamaların, öğrencilere yönelik baskıların sona ermesini talep ederek kampüs içinde yaratılmaya çalışılan gözetim ortamının tehlikelerine dikkat çekti.

Boğaziçi Üniversitesi mezunlarının yılın başından beri üniversitelerinde atanmış rektöre karşı devam eden direnişi genişletmek, akademisyenlerin ve öğrencilerin sesini çoğaltmak için başlattıkları nöbet üçüncü haftasını doldurdu. 

Her pazar öğle saatinde çevrimiçi olarak bir araya gelen 200’ü aşkın mezun son buluşmalarında, Boğaziçi Üniversitesi’nde geçen hafta yaşananları hatırlatarak kurumsal özerkliği hiçe sayan ve kampüs içinde gözetim ortamı yaratmayı amaçlayan “güvenlikçi uygulamalar”ın tehlikesine dikkat çekti.  Polisin “eksik ifade” gerekçesiyle bazı öğrencilerin evlerine gece baskınları yapmaya başladığını da belirten mezunlar “Bunların, mücadeleyi tehdit etmek ve korku ortamı yaratmak için yapıldığını biliyoruz” diye konuştu.    

Nöbet sonrası okudukları basın açıklamasında, kampüse yerleştirilen kameraların, girişe konan kapının öğrencilerin ve çalışanların yaşam alanını denetim ve gözetim altına almaya çalışan baskıcı bir zihniyetin ürünü olduğunu vurgulayan mezunlar,  kampüse girişlerde uygulanan ayrımcılığa da dikkat çekti.

“Akademisyenlerin ortak çalışma yürüttüğü meslektaşları, misafirleri ve biz mezunlar kampüse alınmazken atanmış rektörün misafirlerinin denetimsiz bir şekilde serbestçe kampüsümüze girebildiğini biliyoruz” diyen mezunlar, bu keyfi ve ayrımcı uygulamaların bir an önce sona ermesini talep ederek, “Yönetimi gasp edenlerin bir baskı aygıtı olarak kullanmaya çalıştığı ‘güvenlikçi uygulamalar’dan derhal vazgeçilmeli” ifadesini kullandı.

Mezunlar ayrıca, geçen hafta hukuka aykırı bir şekilde yapılan rektör danışmanı atamasını da gündeme getirerek kurumsal işleyişe zarar veren bu tür gayrimeşru atamaların sona erdirilmesini talep etti.    

Mezun Nöbetleri – 23 Mayıs 2021

Bugün 23 Mayıs 2021 Pazar. Boğaziçi Üniversitesi mezunları olarak sürdürdüğümüz üçüncü nöbetimiz.

Mezun nöbetimizde bugün, üniversitemize verilen ve artarak devam eden hasarlara bir kez daha vurgu yapmak, akademisyenlerin ve öğrencilerin sesini çoğaltmak istiyoruz.

Cuma günkü nöbetlerinde akademisyenlerin de dile getirdiği gibi, üniversite bileşenlerinin temel haklarını gasp eden ve üniversitemizin kurumsal özerkliğini hiçe sayan “güvenlikçi uygulamalar”a maalesef devam edilmektedir. Kampüsümüzün neredeyse her köşesine yerleştirilen sayısız kamera, girişe konan dev kapı, öğrencilerin ve çalışanların yaşam alanını denetim ve gözetim altına almaya çalışan baskıcı bir zihniyetin ürünüdür.

Ayrıca akademisyenlerin ortak çalışma yürüttüğü meslektaşları, misafirleri ve biz mezunlar kampüse alınmazken atanmış rektörün misafirlerinin denetimsiz bir şekilde serbestçe kampüsümüze girebildiğini de biliyoruz.

Boğaziçi mezunları olarak bu keyfi ve ayrımcı uygulamaların bir an önce sona ermesini talep ediyor, üniversitemizde yaratılmaya çalışılan gözetim ortamının tehlikelerine dikkat çekmek istiyoruz.   

Geçen hafta şahit olduğumuz, üniversitemizin işleyişine hasar veren bir başka uygulama da, atanmış rektör tarafından hukuka aykırı bir şekilde danışman atanmasıydı. İlgili devlet memuru yasasına göre üniversite personeli olması gereken rektör danışmanlığına, üniversite dışından Volkan Gazioğlu adlı bir şahıs atanmış, üstelik bu şahıs, sosyal medyada akademisyenlerin nöbetine ilişkin hakaret içeren ve son derece seviyesiz paylaşımlarda bulunmuştur. Bu şahsın sergilediği düşmanca tutum ve kullandığı dil, kendisi hakkında kamuoyuna yeterli bilgi vermektedir.  

Yönetimi gasp edenlerin bir baskı aygıtı olarak kullanmaya çalıştığı “güvenlikçi uygulamalar”dan derhal vazgeçilmeli, kurumsal işleyişe zarar veren gayrimeşru atamalar sona erdirilmelidir. 

Boğaziçi mezunları olarak üniversitemizin ilkelerinin arkasındayız.

Atanmış rektör ve rektör yardımcıları istifa edene,  hukuka aykırı şekilde kurulan fakültelerle ilgili karar geri alınana kadar bu direnişten vazgeçmeyeceğiz.

Kabul etmiyoruz. Vazgeçmiyoruz.

Mezun Nöbetleri Basın Bülteni – 16 Mayıs 2021

“Akademisyenlerin davalarının destekçisi, katılımcısı ve takipçisiyiz”

Boğaziçi mezunları, ikincisini gerçekleştirdikleri çevrimiçi nöbetlerinde, Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör atanması ve iki yeni fakülte kurulması kararlarına ilişkin akademisyenlerin açtığı davaları gündeme getirerek konunun hızla değerlendirilmesinin, gelecekte ortaya çıkabilecek başka sorunların önlenebilmesi açısından önemine dikkat çekti.

Boğaziçi Üniversitesi’nde atanmış rektöre karşı dört aydır sürdürülen direnişi genişletmek amacıyla mezunlar tarafından başlatılan ve her pazar çevrimiçi olarak sürdürülen nöbet 12 ülkeden, 43 şehirden 130 mezunun katılımıyla gerçekleşti. 

Nöbet sonrası yaptıkları basın açıklamasında rektör atanması ve iki yeni fakülte kurulması kararlarına ilişkin akademisyenlerin Danıştay’da açtığı davaları gündeme getiren mezunlar, her iki kararın da anayasal ilkeler ve kurallarla bağdaşmadığını vurguladı.  

“Rektör ataması, atama işleminin oluşturacağı etki gözetilmeden alınmış ve kamu yararının aleyhine bir karardır” diyen mezunlar “Bir gecede kurulan fakülteler ise başka bir hukuksuzluk örneğidir.  Yükseköğretim Kanunu’na göre, fakülteler kanunla kurulur. Üniversitemizin ilgili kurullarına danışılmadan fakülte açma kararı almak, atamalar gerçekleştirmek anayasal ilkeler ve kurallarla bağdaşmadığı gibi Yükseköğretim Kanunu’na da açıkça aykırıdır, hatta yasal olarak kendi içinde çelişkili bir karardır” açıklamasını yaptı.  

Akademisyenlerin açtığı davaların Danıştay tarafından ivedilikle ele alınmasını ve kamu yararı gözetmekten uzak bu kararların iptal edilmesini talep eden Boğaziçi mezunları, konunun hızla değerlendirilmesinin gelecekte ortaya çıkabilecek başka sorunların önlenebilmesi açısından önemine dikkat çekti.  Mezunlar yaptıkları açıklamada, akademisyenlerin haklı mücadelelerinin destekçisi, katılımcısı ve takipçisi olacaklarını bir kez daha vurguladı.     

Mezun Nöbetleri – 16 Mayıs 2021

Bugün 16 Mayıs 2021 Pazar. Boğaziçi Üniversitesi mezunları olarak ikinci nöbetimiz.

2 Ocak 2021 tarihinden bu yana atanmış rektöre karşı üniversitemizde tüm bileşenlerce yürütülen direnişimizi genişletmek amacıyla başlattığımız mezun nöbetimizde bugün, akademisyenlerin Danıştay’da açtığı davalara ilişkin görüşlerimizi paylaşacağız.

Bildiğiniz gibi Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, geçtiğimiz şubat ayında Melih Bulu’nun rektör olarak atanmasının iptali için Danıştay’a başvurmuş, hemen ardından da, iki yeni fakülte kurulmasına dair kararnameyi de yine Danıştay’a taşımıştı.

Gerek atama işlemi gerekse yeni fakültelerin kurulması anayasal ilkeler ve kurallarla bağdaşmamaktadır.

Rektör ataması, atama işleminin oluşturacağı etki gözetilmeden alınmış ve kamu yararının aleyhine bir karardır.

Bir gecede kurulan fakülteler ise başka bir hukuksuzluk örneğidir.  Yükseköğretim Kanunu’na göre, fakülteler kanunla kurulur. Bir gecede, üniversitemizin ilgili kurullarına danışılmadan fakülte açma kararı almak, atamalar gerçekleştirmek anayasal ilkeler ve kurallarla bağdaşmadığı gibi Yükseköğretim Kanunu’na da açıkça aykırıdır, hatta yasal olarak kendi içinde çelişkili bir karardır.

Ayrıca, bu karardan hemen sonra Hukuk Fakültesine, yine üniversitemizin hiçbir kurulunun kararı olmaksızın, telaşla, üniversite dışından bir akademisyen dekan olarak atanmıştır.

Hukuksuz olarak gerçekleştirilen rektör atamasına, üniversitemiz bünyesinde bir gecede açılan Hukuk Fakültesi ve İletişim Fakültesi’nin kurulma kararına ilişkin akademisyenlerin açtığı davaların Danıştay tarafından ivedilikle ele alınmasını ve kamu yararı gözetmekten uzak bu kararların iptal edilmesini talep ediyoruz. Konunun hızla değerlendirilmesi gelecekte ortaya çıkabilecek başka sorunların önlenebilmesi açısından son derece önemlidir.

Bir kez daha hatırlatmak isteriz ki, Boğaziçi mezunları olarak bizler üniversitemizin ilkelerinin arkasındayız,

Özerk üniversite taleplerini, rektör atamasına ve iki yeni fakülte kurulmasına karşı Danıştay’a açtıkları davalarla hukuk alanında da sürdüren akademisyenlerin haklı mücadelelerinin destekçisi, katılımcısı ve takipçisiyiz.  

Atanmış rektör ve rektör yardımcıları istifa edene,  hukuka aykırı şekilde kurulan fakültelerle ilgili karar geri alınana kadar bu direnişten vazgeçmeyeceğiz.

Kabul etmiyoruz. Vazgeçmiyoruz.

Mezun Nöbetleri Basın Bülteni – 9 Mayıs 2021

Boğaziçili mezunlar da nöbete başladı, atanmış rektöre karşı “Bir aradayız” mesajı verdi

Boğaziçi Üniversitesi’nde yılın başından bu yana atanmış rektöre karşı üniversite bileşenleri tarafından yürütülen direniş genişliyor. Boğaziçili mezunlar da her pazar sosyal medyada bir araya gelerek sırtlarını rektörlüğe döneceklerini ve kampüsüne giremedikleri üniversiteleriyle ilgili taleplerini kamuoyuna duyuracaklarını açıkladılar.

Boğaziçi Üniversitesi mezunları, Boğaziçi TV tarafından da canlı yayınlanan ilk nöbetlerini 150’nin üzerinde katılımcıyla gerçekleştirdi. 

Sosyal medya üzerinden gerçekleşen buluşmada sırtlarını rektörlük binasına dönen mezunlar nöbet sonunda bir açıklama yaparak niçin bir araya geldiklerini duyurdu. “Üniversitemizin kuşatma altında olduğu bu dönemde dayanışma içinde hareket etmenin, sesimizi çoğaltmanın, demokratik, özerk üniversite ve özgür akademi hedefine katkıda bulunmanın son derece önemli olduğunu düşünüyoruz” diyen mezunlar, “Kampüsüne giremediğimiz üniversitemizle ilgili taleplerimizi bir de bizden dinleyeceksiniz “ açıklamasında bulundu.  

Üniversitelerinde yılın başından bu yana yaşananların kendilerini yıldırmadığını aksine birbirlerine  daha da yakınlaştıklarını söyleyen mezunlar Türkiye’deki tüm üniversitelerin özerk, demokratik, katılımcı ve özgürlükçü bir yapıya kavuşturulması için ilgili tüm kurumları bu yönde adım atmaya, çözüm önerileri geliştirmeye çağırdı. 

Üniversitelerde tüm birim, fakülte ve enstitü yöneticilerin seçimle göreve gelmesi gerektiğini vurgulayan Boğaziçi mezunları,  üniversite içi karar alma yetkisinin, demokratik yöntemlerle seçilmiş kurullarda ve akademik yöneticilerde olmasının özerklik için şart olduğuna dikkat çekti. 

“Üniversitemizin ilkelerinin arkasındayız. Atanmış rektör ve rektör yardımcıları istifa edene,  hukuka aykırı şekilde, bir gecede kurulan fakültelerle ilgili karar geri alınana kadar bu direnişten vazgeçmeyeceğiz” diyen Boğaziçili mezunlar, her pazar 12.30 – 12.45 arası sosyal medya üzerinden buluşmaya devam edeceklerini duyurdu. 

Mezun Nöbetleri – 9 Mayıs 2021

Bugün 9 Mayıs 2021 Pazar. Boğaziçi Üniversitesi mezunları olarak ilk nöbetimizi başlatıyoruz.

2 Ocak 2021 tarihinden bu yana atanmış rektöre karşı üniversitemizde tüm bileşenlerce yürütülen direnişimizi genişletmeyi amaçladığımız bu nöbetimizle, birlikteliğimizi kamuoyuna daha sık hatırlatmaya çalışacağız.      

Bugünden başlayarak her hafta pazar günleri saat 12.30 – 12.45 arasında artık bizim de sesimizi duyacak, yüzümüzü görecek, kampüsüne giremediğimiz üniversitemizle ilgili taleplerimizi bir de bizden dinleyeceksiniz.   

“Boğaziçi Hasar Raporu”nda hocalarımızın da vurguladığı gibi, üniversitemizde yılın başından bu yana yaşananlar,  anti demokratik uygulamalar, baskılar, tehditler, gözaltılar, tutuklamalar, kurumsal süreçlere vurulan darbeler bizi yıldırmıyor; aksine daha da güçlendiriyor,  birbirimize daha da yakınlaştırıyor. Öğrencilerin yaratıcılığı, çok sesliliği, neşesi ve direnci bize ilham verirken, hocalarımızın yılmadan, bir arada onurlu duruşu da dayanma gücümüzü artırıyor. 

Üniversitemizin kuşatma altında olduğu bu dönemde dayanışma içinde hareket etmenin, sesimizi çoğaltmanın, demokratik, özerk üniversite ve özgür akademi hedefine katkıda bulunmanın son derece önemli olduğunu düşünüyoruz.

Bu çerçevede:

Türkiye’deki tüm üniversitelerin özerk, demokratik, katılımcı ve özgürlükçü bir yapıya kavuşturulması için ısrarla, ilgili tüm kurumları bu yönde adım atmaya, çözüm önerileri geliştirmeye çağırıyoruz.

Üniversitelerde tüm birim, fakülte ve enstitü yöneticilerinin seçimle göreve gelmesi gerektiğini vurguluyor, üniversite içi karar alma yetkisinin, demokratik yöntemlerle seçilmiş kurullarda ve akademik yöneticilerde olmasının özerklik için şart olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.

Üniversitemizin ilkelerinin arkasındayız. Atanmış rektör ve rektör yardımcıları istifa edene,  hukuka aykırı şekilde, bir gecede kurulan fakültelerle ilgili karar geri alınana kadar bu direnişten vazgeçmeyeceğimizi saygıyla duyururuz.

Haklıyız, güçlüyüz, kararlıyız ve bir aradayız. Bu üniversitenin mezunu olmaktan gurur duyuyoruz.

Kabul etmiyoruz. Vazgeçmiyoruz.